İŞTİRAK NAFAKASI (ÇOCUK İÇİN ÖDENEN NAFAKA) NEDİR?

İştirak Nafakası – Bursa Boşanma Avukatı | Bursa boşanma avukatı olarak çocuğa ödenen nafaka olarak bilenen iştirak nafakasını bu yazımızda ele alacağız. İştirak nafakası velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakımı ve eğitim giderleri için mali gücü oranında yaptığı katkıdır. İştirak nafakası talep etmek için bursa boşanma avukatına başvurmak önemlidir. Bu yazımızda iştirak nafakasının tanımına, kimlerin talep edebileceğine, nasıl hesaplanacağına ve ne zaman sona ereceğine ilişkin hukuki ve güncel bilgilere yer vererek uygulamada sıkça soru ve tereddütlere neden olan hususlar üzerinde duracağız. Bursa boşanma avukatı ile görüşmek ya da randevu almak için sitemizdeki formu doldurabilirsiniz.
Bursa Aile Hukuku Avukatı, Bursa Boşanma Davası Avukatı
Bursa Aile Hukuku Avukatı, Bursa Boşanma Davası Avukatı

  İştirak Nafakası – Bursa Boşanma Avukatı | 1.İştirak Nafakası Nedir?

Anne ve baba çocuğun bakımında ve yetiştirilmesinden birlikte sorumludur. Bu sorumluluk Türk Medeni Kanunu’nun 327/1 maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır”. Anne ve babanın çocuğa bakım yükümlülüğü velayetten bağımsız bir durumdur. Mahkeme tarafından taraflar hakkında boşanma veya ayrılık kararı verilmiş olsa dahi bu yükümlülük her iki taraf bakımından da devam eder. Bu sebeple boşanmanın gerçekleşmesi veya ayrılık kararı verilmesi durumunda da velayet kendisine bırakılmayan tarafa bu yükümlülük yüklenir. Bunun uygulamadaki ismi iştirak nafakasıdır.

İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakımı ve eğitim için giderleri için mali gücü oranında yaptığı katkıdır. Bu katkı, Türk Medeni Kanunu’nun 182/2 hükmünde şöyle belirtilmiştir; “Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” İştirak nafakası, hukuki niteliği bakımından bir bakım nafakasıdır. Nafaka alacağı, takas edilemez, haczedilemez ve üzerinde rehin tesis edilemez.

İştirak nafakasına hükmedilirken tarafların kusur oranları önem arz etmemektedir. Bu nafakanın amacı, ergin olmayan çocuğunun bakım masraflarının anne ve baba tarafından müştereken üstlenilmesini sağlamaktır. Dolayısıyla boşanma davasında hiçbir kusuru bulunmayan eş, eğer velayet kendisine verilmemiş ise müşterek çocuklar için iştirak nafakası ödemek zorundadır.

İştirak Nafakası – Bursa Boşanma Avukatı | 2.İştirak Nafakasını Kimler Talep Edecek Kişiler Kimlerdir?

Türk Medeni Kanunu’nun 329. madde hükmüne göre iştirak nafakasını talep hakkı, küçüğe fiilen bakan anne ve babaya; ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hallerde atanacak kayyıma veya vasiye ve ayırt etme gücüne sahip olan küçüğün kendisine tanınmıştır. İştirak nafakası henüz ergin olmayan (18 yaşından küçük) çocuklar için ödendiği için ödemenin velayet hakkına sahip eşe ödenmesi gerekmektedir. Ancak bu ödemelerin çocukların bakım ve eğitim giderleri için verildi unutulmamalıdır. Sorularınız hakkında bursa boşanma avukatına ulaşmak için internet sitemizdeki formu doldurunuz.

İştirak Nafakası – Bursa Boşanma Avukatı | 3.İştirak Nafakası Ne Zaman Talep Edilir?

İştirak nafakası çocuğun velayetinin anne ve babanın birlikte kullanamadığı durumların tümü için geçerlidir. Dolayısıyla mahkeme tarafından görülecek boşanma davalarında, ayrılık davalarında ve ya evliliğin iptali davalarında iştirak nafakası gündeme gelecektir. Bu davalar devam ederken hâkim tarafından hükmedilen nafaka tedbir nafakasıdır. İştirak nafakası ise, boşanma veya ayrılık kararının kesinleşmesinden sonra çocuk adına ödenecek nafaka türüdür. Bir diğer anlatımla iştirak nafakasının başlangıcı boşanma kararının veya ayrılık kararının kesinleştiği tarihtir.

İştirak nafakasına hükmedilmesi için talep zorunlu değildir. Bu nafaka çocuğun bakımına ilişkin olduğu için kamu düzeni niteliğindedir ve talep olmasa dahi mahkeme re’sen (kendiliğinden) çocuğun üstün yararını gözeterek iştirak nafakasına hükmedecektir.

         4.İştirak Nafakası Nasıl Hesaplama Usulü Nedir?

Nafaka miktarı Türk Medeni Kanunu’nun 330. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin birinci fıkrası şu şekildedir; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.” Bu hükme göre, hâkimin iştirak nafakasını belirlerken göz önüne alacağı ölçütler, çocuğun ihtiyaçları, anne ve babanın hayat koşulları ve anne ve babanın ödeme güçleri ve çocuğun gelirleridir.

Burada çocuğun ihtiyaçlarına örnek olarak barınma, giyim, yiyecek, eğitim, sağlık, tatil gibi ihtiyaçları verilebilir. İştirak nafakası belirlenirken çocuğun yaşı, çocuğun sağlık durumu, çocuğun eğitim durumu, çocuğun kişisel geliri de göz önünde bulundurulacaktır. Burada ayrıca aleyhine iştirak nafakası hükmedilecek kişinin sosyo-ekonomik durumu da bir diğer önemli kriterdir. İlköğrenim çağındaki çocuk için kararlaştırılacak nafaka miktarı ile lise ya da üniversite çağındaki çocuk için kararlaştırılacak nafaka miktarı ya da mali durumu daha iyi olan eşin yanında kalan çocuk için kararlaştırılacak nafaka miktarı ile mali durumu daha kötü olan eşin yanında kalan çocuk için kararlaştırılacak nafaka miktarı aynı olmayacaktır. Dolayısıyla sabit bir nafaka miktarından bahsetmek mümkün değildir. Her somut olayın koşullarına göre hâkim bir değerlendirme yaparak ödenecek iştirak nafakası miktarını bu koşullara göre belirleyecektir.

Türk Medeni Kanunu’nun 330/2. madde hükmüne göre iştirak nafakası, her ay peşin ödenir. Ancak hâkim istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda (her yıl TEFE/TÜFE, DİE, Döviz Artış Kuru, Altın Fiyatları endeksine göre vs.) ödeneceğini karara bağlayabilir. Güncel hesaplama konusunda bursa boşanma avukatına ulaşmak için internet sitemizdeki formu doldurunuz.

         5.İştirak Nafakası Ne Zaman Sona Erer?

  • Çocuğun ergin olması (18 yaşına gelmesi)

İştirak nafakası henüz reşit olmamış çocuk için düzenlenmiş bir nafaka türüdür. Bundan dolayı çocuğun 18 yaşına gelmesiyle birlikte iştirak nafakası yükümlülüğü son bulacaktır. Bununla birlikte çocuğun 18 yaşına gelmesine rağmen eğitimi devam ediyorsa, bu durumda anne ve babanın durum ve koşullara göre eğitimi bitene kadar çocuğa bakma yükümlülükleri devam edecektir. İştirak nafakası henüz reşit olmamış çocuk için bağlanabilecek bir nafaka türü olduğundan, iştirak nafakası alan çocuk reşit olduğu ve eğitiminin devam ettiği durumlarda bu nafaka nitelik olarak iştirak nafakası olmaktan çıkıp, yardım nafakası adını alır.

  • Nafaka yükümlüsünün ekonomik gücünün yok olması veya ciddi anlamda azalması
  • Çocuğun veya nafaka yükümlüsünün ölmesi
  • Velayetin değişmesi

        6.İştirak Nafakası Miktarı Değişir mi?

Mahkeme tarafından belirlenen iştirak nafakası, zaman içerisinde tarafların maddi durumlarında değişiklik olması halinde veyahut iştirak nafakası bağlanan çocuğun ihtiyaçlarının değişmesi durumunda artırılıp azaltılabilir. Bu durumda mevcut şartlara göre iştirak nafakası yeniden belirlenecektir.

İştirak nafakasının hükmedildiği tarihte yaşı küçük olan çocuğun ilerleyen senelerde okula başlaması ve bakım giderlerinin yanı sıra eğitim giderlerinin de ortaya çıkması halinde nafakanın artırılması için talepte bulunma imkânı vardır. Bunun yanında paranın alım gücünün azalması halinde iştirak nafakasının yeterli olmadığı ya da nafaka yükümlüsü tarafın maddi durumunun iyileşmesi, zenginleşmesi hallerinde de nafakanın arttırılmasını talep edilebilecektir.

Nafaka miktarının değiştirilmesi sadece artırılması olarak düşünülmemelidir. Nafaka yükümlüsünün durumunun kötüleşmesi, çocuğun gelirinin ortaya çıkması gibi durumlarda da talep halinde nafakanın azaltılması da mümkündür. Artırılma ya da azalma hakkındaki talepleriniz hakkında bursa boşanma avukatına ulaşmak için internet sitemizdeki formu doldurunuz.

       7.İştirak Nafakası Davalarda Görevli Mahkeme Neresidir?

İştirak nafakası boşanma, ayrılık ve iptal davalarıyla birlikte talep edilebilir. Bunun yanında ayrı bir dava açılmak suretiyle de talep edilebilir. Gerek bu davalarla talep edilmesi durumunda gerekse ayrı bir dava olarak talep edilmesi halinde görevli mahkeme Aile Mahkemeleri olacaktır. Yine iştirak nafakasının artırılması, azaltılması ya da kaldırılması davaları da Aile Mahkemelerinde görülecektir. Aile mahkemesinin bulunmadığı ilçelerde bu davalar Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek karara bağlanacaktır.

       8.İştirak Nafakasının Ödenmemesi Durumunda Ne Olur?

İştirak nafakasının ödenmemesi durumunda, nafaka alacaklısı nafakası yükümlüsüne karşı icra takibi başlatabilir. Nafaka alacağı icra hukuku bakımından öncelikli alacaklardan biri olarak kabul edildiği için icrasında da alacaklıya bir takım kolaylıklar sağlanmaktadır. Bu kapsamda nafakanın tahsilini kolaylaştıran tedbirler şu şekildedir;

Öncelikle nafaka alacakları Kanuna göre 1. sıra alacaklar olarak kabul edildiği için nafaka borçlusunun menkul ya da gayrimenkul mallarının icra yolu ile satılması durumunda satış parasından nafaka alacağı öncelikle ödenir. Ayrıca nafaka alacaklarının tahsili için emekli maaşına da haciz konulabilir. Nafaka borçlusunun maaşında önceden haciz olsa bile aylık nafaka miktarı önceki hacizlerden bağımsız olarak maaştan kesilir.

Nafaka borçlusunun, aylık nafaka bedelini ödememesi durumunda nafaka alacaklısının şikâyeti üzerine diğer şartların da mevcut olması durumunda İcra İflas Kanunu’nun 344. maddesine göre 3 aya kadar tazyik hapsine mahkûm olur. Bu cezanın ertelenmesi, paraya çevrilmesi mümkün değildir. Bursa aile hukuku, boşanma davalarınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İŞTİRAK NAFAKASI YARGITAY KARARLARI

İştirak Nafakası – Bursa Boşanma Avukatı | Cezaevinde Olan Eşin Nafakadan Sorumlu Tutulması

Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Yine boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür(TMK. M. 182). Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir.

Dosya kapsamından davalı erkeğin cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılmaktadır. Davalının cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, tedbir ve iştirak nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez. O halde; Türk Medeni Kanunu’nun 169, 182, 185/2 ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere velayeti davacı anneye verilen ortak çocuk 2002 doğumlu N. yararına davalının mali gücü oranında tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2019/223, K. 2019/849, T. 11.2.2019)

Reşit Olmakla İştirak Nafakası Sona Erer

“ … Davacı, boşanma davası sonucunda velayeti anneye verilen davalı kızının artık reşit olduğundan bahsederek nafakanın kaldırılmasını istemiştir. … küçük reşit olmakla kendisine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Bu nedenle davacının nafakanın kaldırılması isteminde hukuki yararı bulunmamaktadır. …” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2002/ 9691, K. 2002/10290, T. 23.09.2002)

Boşanma Davasından Ayrı Olarak Her Zaman İştirak Nafakası Talep Edilebilir

“Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; tarafların 16.12.2015 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma kararının 11.01.2016 tarihinde kesinleştiği, boşanma neticesinde müşterek çocuk 2013 doğumlu … için iştirak nafakasına hükmedilmediği, eldeki bu dava ile davacı annenin müşterek çocuğun barınma, beslenme gibi giderleri bulunduğunu belirterek müşterek çocuk için aylık 300 TL iştirak nafakası talebinde bulunduğu tartışmasızdır. Boşanma davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Nitekim iştirak nafakasında nafaka doğmadan bu nafakadan feragat mümkün değildir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
E. 2017/16997, K. 2017/18176, T. 25.12.2017)

İştirak Nafakasının Miktarının Belirlenmesinde Ölçütler

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 182/2.maddesi ile velayetin kullanılması hakkı kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması esası kabul edilmiştir. Anılan Kanun’un 328.maddesinde ise ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği, çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlü oldukları düzenlemesine yer verilmiştir.

Ana babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası ise, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir ve hâkim talep bulunmasa dahi kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir.İştirak nafakasının miktarının nasıl belirleneceği TMK’nun 330.maddesine düzenlenmiş olup 4721 sayılı Kanun’un “Nafaka miktarının takdiri” başlıklı 330.maddesi uyarınca; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.Nafaka her ay peşin olarak ödenir.Hakim istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” Bunun yanında iştirak nafakası miktarının yeniden belirlenmesi de mümkündür. Nitekim TMK’nun “Durumun değişmesi” başlıklı 331.maddesi; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır. Buna göre hakim ana baba veya çocuğun durumlarının değişmesine bağlı olarak iştirak nafakasının miktarını artırabilir, azaltabilir veya kaldırabilir.” hükmünü içermektedir.

Görüldüğü üzere, iştirak nafakası miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri; diğer bir ifade ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek belirlenmesi gerekmektedir. Somut olayın özellikleri incelendiğinde, tarafların müşterek çocuğu Ezgi, dava tarihi itibariyle 12 yaşında olup ilköğretim kurumunda eğitimine devam eden öğrencinin servis ve kurs ücret giderlerinin bulunduğuna yönelik fatura ve banka dekontları dosyaya ibraz edilmiştir. Davalı babanın ise tanık beyanları ile ulusal bir market zincirinde müdür olarak çalıştığı ve dava tarihi itibariyle asgari ücretin üç katı düzeyinde aylık gelirinin olduğu ücret bordrosundan ve 21.06.2012 tarihli oturumdaki beyanından anlaşılmaktadır. Bu itibarla, yerel mahkemece hükmedilen iştirak nafakası miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve müşterek çocuğun okul durumu ve yaşı itibariyle ihtiyaçlarıyla uyumlu olduğu kabul edilmiştir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E.2013/3-1539, K.2015/1007, T. 11.03.2015)

İştirak Nafakası Kesinleşmeden İcraya Konulamaz

“ Somut olayda taraflar arasında daha önce boşanmaya karar verildiği, takip dayanağı ilamda açıklanmıştır. Yoksulluk ve iştirak nafakası boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eder. Bu durumda mahkemece boşanma ilamının kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalıdır. Boşanma davasının kesinleştiğinin belirlenmesi halinde, bu davadan müstakil olarak verilen nafaka kararının HUMK‟un 443/3. Maddesi gereğince kesinleşmeden takibe konulabileceği düşünülerek itiraz reddedilmelidir. …” (Yargıtay. 12. Hukuk Dairesi, E. 2005/2921, K. 2005/ 6494, T. 28.03.2005)

 

Leave A Reply